15 Şubat 2011 Salı

Mis Kokulu Pamuk Hanım...

                                                                                                                      20/01/2011

Gidenin ardından şaşırıyor insan hangi bir anıyı düşüneceğini…Sanki birini unutursa hem giden hem kalan gücenecekmiş gibi geliyor. Çocukluğumu mu, okul çağlarımı mı, genç kızlığımı mı yoksa evliliğimdeki anılarımı mı sığdırayım aklıma bi anda diyorum…İşin içinden çıkamıyorum.   
Ranzamda yatarken gecenin bi yarısı uyanıp “babannneeeeeee” diye seslendiğimde “geldim kuzuuuuuuuum” diyen sesin, uyku tulumumun fermuarını açıp beni özgürlüğüme kavuşturduğunda gelip büyükbabamla ortanıza yattığım zamanlar meğer ne kadar değerliymiş.
Büyükbabamın yaptığı Pazar alışverişinden sonra mutfakta öte beriyi yıkarken sen lavabonun başında ben tam arkanda duran turuncu sandalyeli masada resim yaparken,         “ canımın ciğerimin içi mutlum, seni ne çok seviyorum bi bilsen” deyişine “ benim seni sevdiğim kadar olamaz ki” diye verdiğim cevabı 30 yaşıma geldiğimde bile içinden sevgin taşarak aklının ta en köşesine yer etmişcesine bana anlatırkenki mutlu hallerini;  yazları balkona gerilen mavi güneşliklerin ardında masanın üzerine oturup bulgurlu musakkayı ve tabii ki patlıcan köklerini ( yahni) elinle, o üç parmağınla  yedirdiğinde aldığım tadı; karşı komşu “Fatma Hanım Teyze’ye seslen de hadi muhabbet edin” dediğimde balkondan balkona birbirinize kahve tepsisi uzatıp ettiğiniz sohbetleri, sen çamaşır asarken eteğime taktığım mandallardan çıkan sesleri, oturma odasında duran masanın 4 bir etrafını örtüyle kapatıp içini ev yapıp “evcik” oynadığımda bana misafirliğe geldiğinde yaptığım kahveleri, bahçeye oyuna inmediğimde yukardan onları izlerken bana hazırladığın mavi kapaklı plastik kabımdaki çubuk krakerleri, oyun havası çaldı mı “ hadi kuzum kalk da bi dönüver şöyle” diye yüzüme bakışını; canım yanmasın diye bir bardak suyu yanına alıp elinle az az ıslatarak upuzun saçlarımı tararken her seferinde nasıl aynı tonla anlatmayı başarıyor diye aklımdan geçirerek dinlediğim Keloğlan masalını; okumayı öğrendiğimde “şunu bi okuyuver bakalım ne olmuş bu kıza” diye gazetenin 3. sayfa haberlerini tepeden tırnağa okurken verdiğin tepkilerle dizi izlerken sanki oyuncular karşındaymış gibi onlarla konuşmanı; çek deveci develeri, dağlar kızı Reyhan, Pınarbaşı ve elbette Kadifeden Kesesi’ni söylerkenki o güzel sesini; kimselerin kolay kolay yapamadığı, ben yaptıkça sinir oldukları o parmak şıklatmayı bana öğretişini, evden işten ne zaman ararsam arayayım “beni böyle arıyosun ya, ben bi seviniyom bi seviniyom bi seviniyom” deyişindeki o sesinin titremesini, uykuların kaçıp da gece yarısı abdest alıp dua ederek “Mutlum’a hayırlı iş, hayırlı eş” diye Allah’a yalvarışlarını,  çok sevdiğin “İlkerim, babam benimmm, kuzum benim” diye seslendiğin torununla sana uğradıkça “durun bakayım size ne vereyim” diyerek illaki ağzımıza bişeyler tıkıştırdığın anları, biri seni gücendirdiğinde benimle gözyaşları içinde nasıl dertleştiğini; gerek 7 sene evvelki kalp ameliyatından sonra gerekse şimdiki hastane süreçlerinde yanında geçirip elimden geldiğince hizmetini etmeye çalıştığım anlardan dolayı minnet dolu gözlerle bana bakışlarını, sesinin tamamen tükendiği anlarda bile zar zor da olsa o bana sesleniş şeklinden vazgeçmediğin hallerini, o pamuk gibi bembeyaz,  ipek gibi teninle uyur gibi yattığın o yatağın başında öpmelere doyamadığım cansız bedenini son defa yıkarken yüzündeki huzurlu ifadeyi ve elbette daha bir sürü şeyi unutmaktan o kadar korkuyorum ki…
Tarih kitabı gibiydin sen, çevir çevir oku…Her sayfada ayrı bir macera, ayrı bir öykü… Nereden buluyorsun Mutlu bu lafları diyen tanıdıklarıma gösterdiğim tek adrestin sen. Bir çok şey kaldı geriye ama sen neredesin? Kalplerde, gök yüzünde, toprağın altında, beynimde…Her yerde…Nereyi düşünürsem düşüneyim kuzuuummm diyen sesinle telefonun öbür ucunda değilsin işte.  Aklım erip de yaşını sorduğumda aldığım 59 cevabı sanki hiç yaşlanmayacakmışsın gibi beynime yerleşmişti bi süre.
Babannen kaç yasında: 59
Babannen kaç yasında: 59
Babannen kaç yasında: 59
Babannen kaç yaşında: 84
Babannen hayatta mı: 2 gün evvel kaybettik.
Özledin mi: Hem de nassssıııllll...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder